18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
9 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Osmanli tarihinin Yükselme Devrine gecis dönemindeki tarihi olaylarin en önemlilerden biri de hic kusku yok ki, Yavuz Sultan Selim dönemindeki askeri ve siyasi olaylardir. Yavuz Sultan Selim dönemi cok kisa sürmesine ragmen etkileri ve kendisinden sonraki olaylara damgasini vurmasi bakimindan önem tasimaktadir. Yavuz dönemi askeri ve siyasi acidan degerlendirildiginde devlet ve toprak bütünlügü kavraminin bu dönemde hayata gecirildigi görülmektedir. Özellikle Anadolunun bütünlügü bu dönemden itibaren saglanmaya baslamistir. Yavuz döneminde Iran Safevi Devletine, Anadolu Beyliklerine ve…mehr

Produktbeschreibung
Osmanli tarihinin Yükselme Devrine gecis dönemindeki tarihi olaylarin en önemlilerden biri de hic kusku yok ki, Yavuz Sultan Selim dönemindeki askeri ve siyasi olaylardir. Yavuz Sultan Selim dönemi cok kisa sürmesine ragmen etkileri ve kendisinden sonraki olaylara damgasini vurmasi bakimindan önem tasimaktadir. Yavuz dönemi askeri ve siyasi acidan degerlendirildiginde devlet ve toprak bütünlügü kavraminin bu dönemde hayata gecirildigi görülmektedir. Özellikle Anadolunun bütünlügü bu dönemden itibaren saglanmaya baslamistir. Yavuz döneminde Iran Safevi Devletine, Anadolu Beyliklerine ve Memlklere karsi kazanilan basarilar sonucunda Osmanli Devleti, bir dünya devleti olma özelligini kazanarak dönemin süper gücü olmustur. Ayrica dönemin yol actigi siyasi gelismelerinden birisi de halifeligin Osmanli Devletine gecmesidir. Osmanli Devletini dogudan tehdit eden büyük bir kuvvet olan Iran Safevi Devletinin Caldiran Meydan Muharebesi 1514 ile yenilmesi üzerine Osmanli Ordulari ilk defa Azerbaycana girmis ve bilhassa Dogu Anadolunun fethi ve Anadolunun Osmanli idaresi ile birlesmesi bu savasla mümkün olmustur. Yavuz Sultan Selim ve Iran Safevi Devleti hükümdari olan Sah Ismail arasinda yapilan Caldiran Meydan Muharebesi, Osmanli, Iran ve Bati Asya tarihinin en önemli kirilma noktalarindan birisidir. Günümüze kadar etkisini sürdürmüstür. Iran yönündeki siyasi haritamizin bugünkü sekli, Caldiranda dökülen Türk kanlariyla cizilmistir. Caldiran Meydan Muharebesi ile Osmanli Devletinin dogu yönü güvence altina alinmis, bunun dogal sonucu olarak da Osmanli Devletinin batida ve güneyde harekat yapmasi icin genis bir serbestlik alani elde edilmistir. Nitekim Yavuz, bu durumdan faydalanarak Mercidabik 1516 ve Ridaniye 1517 Meydan Muharebeleriyle Suriye, Filistin ve Misir fethedilmis, oglu Kanuni Sultan Süleyman da daha ziyade batiya yönelme imkani bulmustur. Gerek Mercidabik ve gerekse Ridaniye Muharebelerinde Türk Ordusu, hedef, taarruz, emir komuta, manevra ve baskin gibi harp prensiplerinin en güzel örneklerini vermis, sonucta 267 yillik Misir Memlk Kölemen Devletini tarihe gömmüstür. Ayrica Dogu Akdenize, Kizildenize, Hint Okyanusuna inilerek Kuzey Afrika yolu acilmis, Hicaz, Yemen ve Sudan devletleri de kan dökülmeden Osmanli Devletinin egemenligi altina girmistir. Misirin Osmanli Devletince fethedilmesini müteakip, Hicazdaki Mekke ve Medine gibi kutsal sehirlerin anahtarlari ile Kutsal Emanetleri Hazret-i Peygamberin sancagi ile hirkasi ayrica Hazret-i Osman ile Hazret-i Alinin el yazilari ve 2 adet Kuran, 6 Temmuz 1517de Kahirede bulunan Yavuz Sultan Selime teslim edilmistir. Bu eserde, Yavuz Sultan Selimin izledigi askeri ve siyasi faaliyetleri ile yaptigi Caldiran Meydan Muharebesi ve Misir seferi, taktik ve stratejik, idari ve lojistik yönleri ile incelenmis, sebep ve sonuclariyla bir bütün olarak verilmeye calisilmistir. Bu kitabin, gelecek kusaklara faydali olmasini diliyorum. - Izzettin Copur