14,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
7 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Niyazi Berkes Türkiye Iktisat Tarihinde Osmanli Imparatorlugunun gücünün ve zenginliginin doruguna ulastigi XVI. yüzyildan geleneksel yapilarin bütünüyle cözüldügü XVIII. yüzyilin kapanisi arasindaki toplumsal ve ekonomik degisim üzerinde yogunlasiyor. Orta Avrupaya, Akdenizin batisina dogru genislemesi, Hindistan ve Irani Avrupaya baglayan ticaret yollari üzerindeki konumu Osmanli Imparatorlugunu XVI. yüzyilin sonunda Bati dünyasinin bir parcasi haline getirmisti. XVII. yüzyilin basindan itibaren Batida ortaya cikan ekonomik hareketlilik, özellikle para ve fiyat devrimi Osmanli ekonomik…mehr

Produktbeschreibung
Niyazi Berkes Türkiye Iktisat Tarihinde Osmanli Imparatorlugunun gücünün ve zenginliginin doruguna ulastigi XVI. yüzyildan geleneksel yapilarin bütünüyle cözüldügü XVIII. yüzyilin kapanisi arasindaki toplumsal ve ekonomik degisim üzerinde yogunlasiyor. Orta Avrupaya, Akdenizin batisina dogru genislemesi, Hindistan ve Irani Avrupaya baglayan ticaret yollari üzerindeki konumu Osmanli Imparatorlugunu XVI. yüzyilin sonunda Bati dünyasinin bir parcasi haline getirmisti. XVII. yüzyilin basindan itibaren Batida ortaya cikan ekonomik hareketlilik, özellikle para ve fiyat devrimi Osmanli ekonomik düzeni üzerinde yikici bir etki yapmis, hazinenin sürekli bunalimina, geleneksel timar usulünün yerini iltizam usulünün almasina ve Osmanli toplum düzeniyle hic uyusmayan ayan ve derebeyi gibi yerel güc odaklarinin dogusuna yol acmistir. Osmanli devleti türünden bir devlet, a kendi hazinesi icin tarimsal üretimi kontrolü altina alinca, b seferleri icin ordusuna malzeme ve techizat saglamak icin zanaat piyasasina sahip olunca, c cami, medrese, han, hamam, cesme, köprü, su yolu, tersane, liman, gemi, yelken, cadir, kilic, zirh gibi zanaat islerinin piyasasina girince, d mücevherat, altin, gümüs, degerli taslar, ipekli, kürk ve daha ne bilmem ne gibi bir alay lüks giyimin ve süslenme esyasinin en büyük ve biricik müsterisi olunca, kisaca hem tarim hem kent ekonomisini kendine bagli hale getirirse, hatta bu ekonomilerin tek-el yönleyicisi de olursa orada ne feodal ekonomiden, ne de serbest isci emegi piyasa mekanizmasina göre isleyen bir emtia üretimi kapitalizminden söz etmek mümkün olur.