15,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
8 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Kültürel birikimi, tarihi, cografi zenginlikleri ve dinamik insani ile yüksek potansiyele sahip Türkiye, bir kez daha derin bir krize girmis görünüyor. Bu seferki kriz, defalarca yasanan diger krizlerden farklilik gösteriyor. Ülkede kötüye giden sadece ekonomi degil, hukuktan siyasete, günlük yasamdan sosyal iliskilere, yoksulluktan yolsuzluga... her alanda bir cöküs gözlemleniyor. Zayif koalisyonlarin ve siyasi istikrarsizligin hüküm sürdügü, ekonomik krizlerin yasandigi ve nerede ise iki yila bir aciklanan istikrar programlarinin uygulandigi 1990li yillardan sonra, 2000li yillara buruk ama…mehr

Produktbeschreibung
Kültürel birikimi, tarihi, cografi zenginlikleri ve dinamik insani ile yüksek potansiyele sahip Türkiye, bir kez daha derin bir krize girmis görünüyor. Bu seferki kriz, defalarca yasanan diger krizlerden farklilik gösteriyor. Ülkede kötüye giden sadece ekonomi degil, hukuktan siyasete, günlük yasamdan sosyal iliskilere, yoksulluktan yolsuzluga... her alanda bir cöküs gözlemleniyor. Zayif koalisyonlarin ve siyasi istikrarsizligin hüküm sürdügü, ekonomik krizlerin yasandigi ve nerede ise iki yila bir aciklanan istikrar programlarinin uygulandigi 1990li yillardan sonra, 2000li yillara buruk ama ümitli girildi. Önce 2000 yilinda Enflasyonla Mücadele Programi, ardindan 2001 yilinda Güclü Ekonomiye Gecis Programi olarak isimlendirilen iki istikrar programi ilan edildi ve Kasim 2002 secimleriyle siyasi istikrar yakalandi. 2001 Krizinin ardindan yakalanan bes yillik büyüme trendi toplumda güven duygusunu canlandirdi. 2009 yilinda ekonomi önemli ölcüde kücülse de, bu kücülme küresel krizin sonucu, Türkiyenin krizi degil diye algilandi. ABye tam üyelik calismalari, uyum yasalari ve reformlar, Türkiyenin performansini ve uluslararasi kistaslari yakalamada büyük adimlardi. Yakalanan siyasi istikrarla beraber güclenecegi düsünülen ekonomik istikrar kisa ömürlü oldu. Ekonomi büyüdü ama istihdam artmadi, refah yükselmedi. Bir yandan cevre ülkelerde yükselen siyasi tansiyon, diger tarafta ülke icerisinde yasanan sorunlar dogru teshis edilemedi, yanlis ve hegamonik politikalar uygulandi ve ülke icerisinde demokratik sürecleri durma noktasina getirdi. Hukuk ve adalet sistemine olan güven azaldi, yolsuzluk söylentileri had safhaya ulasti. Ekonomik durgunluk yogun bir sekilde hissedildi. Tarimda üretim durma noktasina geldi, sanayide ise tarihi firsatlar degerlendirilemedi. Neticede temel haklar ve özgürlükler kisitlandi, hukukun üstünlügü vi ilkesi, kurallarin hakimiyeti ve gücler ayriligi yok oldu. Muhalif sesler kisildi. Bu kücük kitap 2020 yilina girerken yasanan bu sorunlari anlatmaya yönelik kisa bir özettir. Kitaptaki her baslik, basli basina bir kitap konusudur ve yazilmis kitaplar ve doktora tezleri de bulunmaktadir. Ancak bu kitapta her baslik ile bir hatirlatma yapilmaya calisilmis, bilincli olarak profesyonel olmayanlarinda rahatlikla anlayabilmeleri icin detayli analizlerden kacinilmistir. Kitabin amaci, son yirmi yillik dönemde nereden nereye gelindigini yalin bir sekilde özetlemektir. Türkiye ekonomisi cöküyor, sadece ekonomik kriz yasanmiyor. Toplumsal yasami belirleyen her alanda derin bir kriz var. En aciklisi ise, Türkiyeyi yönetenlerin kriz yokmus gibi davranmalari, krizin farkinda olmamalari ve ciddi tedbirler almamalari.