26,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
13 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Yaratilistan günümüze din, toplumlar icin kritik önemi haiz kurumlardan birisi olagelmistir. Fransiz düsünür Henri Bergson bu olguyu günümüzde oldugu gibi gecmiste de ilimsiz, sanatsiz ve felsefesiz toplumlar olmustur. Ancak, dinsiz bir toplum asla olmamistir seklinde ifade etmektedir. Tarihin farkli dönemlerinde farkli inanclara sahip olan Türkler, Islamiyet öncesinde tek tanri Kök Tengri inanisina sahip nadir halklardan birisi olmustur. Islamin Türkler tarafindan kabulü, Türk tarihinde oldugu gibi Islam ve dünya tarihi ve medeniyetinde, etkisi günümüze uzanan tesirler birakmistir. Günümüz…mehr

Produktbeschreibung
Yaratilistan günümüze din, toplumlar icin kritik önemi haiz kurumlardan birisi olagelmistir. Fransiz düsünür Henri Bergson bu olguyu günümüzde oldugu gibi gecmiste de ilimsiz, sanatsiz ve felsefesiz toplumlar olmustur. Ancak, dinsiz bir toplum asla olmamistir seklinde ifade etmektedir. Tarihin farkli dönemlerinde farkli inanclara sahip olan Türkler, Islamiyet öncesinde tek tanri Kök Tengri inanisina sahip nadir halklardan birisi olmustur. Islamin Türkler tarafindan kabulü, Türk tarihinde oldugu gibi Islam ve dünya tarihi ve medeniyetinde, etkisi günümüze uzanan tesirler birakmistir. Günümüz Türk halklarinin büyük cogunlugunun atayurdu olan kadim Türkistan ve Anadolu, her alanda oldugu gibi ilim ve irfanin da merkezleri olmustur. Karahanlilardan, Altin Ordaya, Timurlular ve Osmanli Devletine uzanan bu sürecte büyük bir kismi hala ayakta olan binlerce medresede din egitiminin yaninda cagin ihtiyaclari dogrultusunda matematik, fizik, astronomi ve mantik gibi alanlarda sayisiz ilim insani yetismistir. Günümüz modern Bati toplumlarindaki bilgi birikimine de kaynak teskil ettigi bilinen Türk-Islam medeniyetinin inkisafini, Türk devletlerindeki din, toplum ve devlet arasindaki dengeli ve ahenkli iliskide aramak yanlis olmasa gerek. Ancak, 16. yüzyil dünyasinda, Batida sanat, kültür ve bilimde yasanan gelismeler, bunlarin özellikle 17. ve 18.yüzyil dünya siyasetine yansimalari ve buna mukabil uzunca bir dönem önemli bir merkez olan Türk yurtlarinda yasanan durgunluk ve gerileme, Türkistandan, Anadolu ve Balkanlara uzanan cografya icin kötü bir kaderin baslangici olmustur. Elimizdeki kitabin muhtevasi baglaminda Orta Asya acisindan bakinca özellikle 70 yili asan Sovyetler Birligi idaresi, bölgedeki Türk halklarinda basta din kurumu olmak üzere bütün toplumsal kurumlarda trajik degisimlere neden olmustur. Bu sürecte dini kurumlar ve din egitimi de yok olma noktasina getirilmistir. Ancak, Sovyetler Birliginin dagilmasi sonrasinda bagimsizliklarini kazanan Orta Asya ve Kafkasyadaki Türk devletleri, milli kimligin ana unsurlarindan birisi olarak dini, ulus insa süreclerinde önemli bir arac olarak degerlendirmis ve din egitimi ve dini bilinclenmeye özel önem vermislerdir. Kimi yönleri ile farklilik gösterse de Türkiye ve Orta Asyadaki Türk devletlerindeki din-devlet iliskileri pek cok yönden benzerlik arz etmektedir. Ortak tarih, dil ve kültüre sahip günümüz Türk devletlerindeki, din-devlet iliskilerinin ve din egitiminin, tarihi arka plan isiginda sunuldugu bu kitap calismasinin, cok etnili ve cok kültürlü toplumsal yapilara sahip Türk devletlerindeki din-devlet iliskilerine ve din egitimi calismalarina katki saglamasi temennisiyle basta yazarlar olmak üzere emegi gecen herkese tesekkür ediyorum. Doc. Dr. Vakur Sümer