18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
9 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

1945 sonrasi Avrupa edebiyatinin, özellikle de Alman dilinin en sarp ve son büyük sairi olan Paul Celan, hayatini Seine Nehri sularinda noktaladigi 1970 Mayisinin son anina dek, ailesini ve akrabalarini katledenlerle paylastigi bir anadilde yaziyor olmanin travmasiyla yasamisti. Kendisini dünyaya firlatilmis biri diye niteleyen sair, Naziler eliyle kirletilmis bir dilin Almanyada savastan sonra da hükmünü yürüttügü inanciyla gönüllü ve bilincli bir sürgün olarak Pariste ömür sürüdü... Yazin seyri boyunca Heideggerin sanat ontolojisinden yogun etkiler devsiren Celan, yirmi yil boyunca bilhassa…mehr

Produktbeschreibung
1945 sonrasi Avrupa edebiyatinin, özellikle de Alman dilinin en sarp ve son büyük sairi olan Paul Celan, hayatini Seine Nehri sularinda noktaladigi 1970 Mayisinin son anina dek, ailesini ve akrabalarini katledenlerle paylastigi bir anadilde yaziyor olmanin travmasiyla yasamisti. Kendisini dünyaya firlatilmis biri diye niteleyen sair, Naziler eliyle kirletilmis bir dilin Almanyada savastan sonra da hükmünü yürüttügü inanciyla gönüllü ve bilincli bir sürgün olarak Pariste ömür sürüdü... Yazin seyri boyunca Heideggerin sanat ontolojisinden yogun etkiler devsiren Celan, yirmi yil boyunca bilhassa dil tasavvuruna büyük bir hayranlik besledigi düsünürü Nazi gecmisinden ötürü kamusal bir özre tesvik edebilme arzusunu tasidi. Hölderlin, Rilke, Trakl gibi sezinc sahibi sairlere kusatici bir bakisla egilip felsefesinin de özünün siirde ve siirle mukim oldugunu ortaya koyan bir düsünür olarak Heidegger ise, Celanin siirine on yili askin bir süre boyunca büyük bir ilgi ve begeniyle yaklasmisti. Bu zaman dilimi icerisinde mektuplasmalar ve aracilarla süren diyalog, nihayet 1967 yilinda yüz yüze görüsmeye evrildi. Paul Celan ile fenomenolojik yaklasimiyla modern düsünceyi köklü bir bicimde etkileyip dönüstüren, Nasyonel Sosyalist Parti üyesi ve taraftari Martin Heidegger arasinda 24-25 Temmuz 1967 tarihinde Todtnaubergte gerceklesen los bulusma, 20.yüzyil entelektüel tarihinin dönüm noktalarindan biri kabul edilmektedir...