15,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
8 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Ölmeyi Bilen Adam, Türkiyenin yetistirdigi büyük adamlardan birinin, Cagdas Türk tiyatrosunun, sinemasinin babasi Muhsin Ertugrulun yasamina odaklanan bir anlati, okurken edeb tatlar alacaginiz bir biyografi. Genc kusak öykücülügümüzün önemli isimlerinden Aysegül Celik, cok sevdigi, egitimini aldigi tiyatroya ve Türk tiyatrosunun kurucusuna vefa borcunu, on yili askin bir süre üzerinde calistigi bu kapsamli arastirmayla ödüyor. 1900lerin basinda Istanbul kahvehanelerinde meddahlar, hayalbazlar; derme catma sahnelerde ates yutanlar, curcunabazlar, zorbazlar vardi. Direklerarasinda Madam…mehr

Produktbeschreibung
Ölmeyi Bilen Adam, Türkiyenin yetistirdigi büyük adamlardan birinin, Cagdas Türk tiyatrosunun, sinemasinin babasi Muhsin Ertugrulun yasamina odaklanan bir anlati, okurken edeb tatlar alacaginiz bir biyografi. Genc kusak öykücülügümüzün önemli isimlerinden Aysegül Celik, cok sevdigi, egitimini aldigi tiyatroya ve Türk tiyatrosunun kurucusuna vefa borcunu, on yili askin bir süre üzerinde calistigi bu kapsamli arastirmayla ödüyor. 1900lerin basinda Istanbul kahvehanelerinde meddahlar, hayalbazlar; derme catma sahnelerde ates yutanlar, curcunabazlar, zorbazlar vardi. Direklerarasinda Madam Eftelya, Samran Hanim, komik-i sehir Nasit sahne aliyor, Minakyanin tiyatrosu dolup dolup bosaliyordu. Istanbulun bir kazan gibi kaynadigi, büyük degisimlere, altüst oluslara hazirlandigi yillardi. Cocuklugundan itibaren kendini tiyatronun büyülü dünyasinda bulan Muhsin Ertugrul, bu sanatin toplum icin kurtarici olduguna inandi. Ömrü boyunca türlü önyargilarla savasan Muhsin Ertugrul, ilk Hamleti sahnelemekle, tiyatro okullari kurmakla, Türk tiyatrosunu dramaturgi kavramiyla tanistirmakla kalmadi, Müslüman kadinlarin perdede, sahnede görünmesine de önayak oldu. Tiyatroyu Anadolunun en ücra köselerine tasiyan bir sanat militaniydi o. Biz de Hifzi Veldet Velidedeoglunun, Muhsin Ertugrulun ardindan söylediklerine katiliyoruz Geleneklerden siyrilip onu yatirarak degil, ayaklari üzerine dikerek topraga vermek gerekirdi.