Schade – dieser Artikel ist leider ausverkauft. Sobald wir wissen, ob und wann der Artikel wieder verfügbar ist, informieren wir Sie an dieser Stelle.
  • Broschiertes Buch

Simdiye kadar tesadüf ettigim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmistir. Aradan aylar geçtigi halde bir türlü bu tesirden kurtulamadim. Ne zaman kendimle bas basa kalsam, Raif Efendi'nin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna ragmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakislari gözlerimin önünde canlaniyor. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam degildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafimizda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtigimiz insanlardan biriydi. Hayatinin bildigimiz ve bilmedigimiz taraflarinda insana merak verecek…mehr

Produktbeschreibung
Simdiye kadar tesadüf ettigim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmistir. Aradan aylar geçtigi halde bir türlü bu tesirden kurtulamadim. Ne zaman kendimle bas basa kalsam, Raif Efendi'nin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna ragmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakislari gözlerimin önünde canlaniyor. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam degildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafimizda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtigimiz insanlardan biriydi. Hayatinin bildigimiz ve bilmedigimiz taraflarinda insana merak verecek bir cihet olmadigi muhakkakti. Böyle kimseleri gördügümüz zaman çok kere kendi kendimize sorariz: "Acaba bunlar neden yasiyorlar? Yasamakta ne buluyorlar? Hangi mantik, hangi hikmet bunlarin yeryüzünde dolasip nefes almalarini emrediyor?" Fakat bunu düsünürken yalniz o adamlarin dislarina bakariz; onlarin da birer kafalari, bunun içinde, isteseler de istemeseler de islemeye mahkûm birer dimaglari bulundugunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç âlemleri olacagini hiç aklimiza getirmeyiz. Bu âlemin tezahürlerini disari vermediklerine bakip onlarin manen yasamadiklarina hükmedecek yerde, en basit bir beser tecessüsü ile, bu meçhul âlemi merak etsek, belki hiç ummadigimiz seyler görmemiz, beklemedigimiz zenginliklerle karsilasmamiz mümkün olur.
Autorenporträt
Sabahattin Ali, 25 Subat 1907 yilinda Bulgaristan Gümülcine'de dogdu. Babasi Selahattin Ali piyade yüzbasiydi. Annesi ev hanimiydi. Sabahattin Ali, babasinin meslegi icabi birçok yer görmüs, çok seyahat etmistir. Anadolu'nun çesitli illerinde egitimini tamamlamistir. Sabahattin Ali'nin hayatinda annesinin büyük bir rolü vardir. Annesi psikolojik sorunlar yasayan bir kadindir. 3 kere intihar girisiminde bulunmustur. Sik sik depresyona girip hastanede tedavi edilmistir. Hatta Sabahattin Ali, babasi Selahattin Ali Bey'in kalp krizi geçirip vefat etmesinin sorumlusu olarak annesinin bitmek bilmeyen rahatsizliklarini sebep olarak görmüstür. 1927'de Ögretmen okulunu bitirdi ve Yozgat Cumhuriyet Okulu'nda ögretmen oldu. Sabahattin Ali'nin ögretmenlik yaptigi yillarda Cumhuriyet yeni kurulmustu. Atatürk, ülkeyi kalkindirmak için egitimde atilimlar yapiyordu. Yetenekli gençleri yurt disina göndererek egitim almalarini sagliyorlardi. Yurt disinda çesitli dallarda egitim gören gençler, egitimleri bittikten sonra yurda dönüyor ve kendilerini iyi yetismis nesiller yaratmak için ülkeye adiyorlardi. Sabahattin Ali de bu gençlerden biriydi. Egitim Bakanligi'nin açtigi sinavi kazanarak, dil egitimi almak için Almanya'ya gitti. Orada çok iyi Almanca ögrendi. Hatta o kadar iyiydi ki, Türkiye'ye döndügünde Almanca ögretmeni olarak göreve basladi. Sabahattin Ali, Almanya'ya gitmeden önce milliyetçi bir görüse sahipken, Almanya'dan döndükten sonra siyasi görüsü tamamen degismistir. Komünist bir görüse kaymistir. Almanya'da egitimdeyken, orada yasadiklarini "Kürk Mantolu Madonna" kitabinda bize o kadar güzel anlatir ki, gerçekle kurgu birbirine girer. Kürk Mantolu Madonna'yi bu gözle okumak lazim. Çünkü romandaki Raif Efendi'nin bir yani Sabahattin Ali'nin ta kendisidir! Maria Puder isimli roman kahramani, aslinda Sabahattin Ali'nin Almanya'da tanisip âsik oldugu kadindir. Orada yasayip gördügü seyleri Kürk Mantolu Madonna isimli eserinde bize roman tadinda anlatir. Sabahattin Ali, sadece Kürk Mantolu Madonna'dan ibaret bir yazar degildir. Kuyucakli Yusuf, Içimizdeki Seytan, Degirmen, Kagni, Ses, Sirça Kösk ve Yeni Dünya'dir. Sabahattin Ali, bazi çeviriler de yapmistir. Antigone, Fontamara, Minna Von Barnhelm bunlardan bazilaridir. Ayrica Sabahattin Ali'nin yazdigi siirlerden bazilari bestelenmistir. Dilimizden düsürmedigimiz sarkilardan, Aldirma Gönül, Leylim Ley, Daglar Daglar, Ben Yine Sana Vurgunum, Göklerde Kartal Gibiydim onun siirleridir.