12,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
6 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Güclü ve savasa hazir bir orduya sahip olma ihtiyaci 19. yüzyilin baslarindan itibaren Osmanli yönetiminin degismeyen gündemi olmustu. Asker alanda modernizasyon siyasi, idari ve toplumsal yapiyi da icine alarak Imparatorlugun son günlerine kadar sürdürüldü. Avrupa ordularinin model alindigi asker modernlesmenin ürünü olarak modern atesli silahlar da ordu envanterine girdi. Osmanli üretim tesislerinin yeni üretim tekniklerine göre düzenlenmesi zaman alacagindan söz konusu silahlar Batidan ithal edildi. Osmanlinin silah ihtiyaci Avrupa endüstrisinin en güclü temsilcileri olan silah…mehr

Produktbeschreibung
Güclü ve savasa hazir bir orduya sahip olma ihtiyaci 19. yüzyilin baslarindan itibaren Osmanli yönetiminin degismeyen gündemi olmustu. Asker alanda modernizasyon siyasi, idari ve toplumsal yapiyi da icine alarak Imparatorlugun son günlerine kadar sürdürüldü. Avrupa ordularinin model alindigi asker modernlesmenin ürünü olarak modern atesli silahlar da ordu envanterine girdi. Osmanli üretim tesislerinin yeni üretim tekniklerine göre düzenlenmesi zaman alacagindan söz konusu silahlar Batidan ithal edildi. Osmanlinin silah ihtiyaci Avrupa endüstrisinin en güclü temsilcileri olan silah üreticilerine Osmanli pazarinin kapilarini acti. Önceleri farkli üreticilerden alim yapilsa da II. Abdülhamid döneminde tüm topcu ve piyade silahlari Almanyadan alinmaya baslandi. Osmanli ordusunda Prusya Ekolünün benimsenmis olmasi silah alimlarini etkileyen en önemli neden olmakla birlikte Padisahin diplomatik denge unsuru olarak Almanyaya yakinligi da söz konusuydu. Bu sürecte Krupp ve Mauser basta olmak üzere bircok Alman silah üreticisi dogrudan veya dolayli olarak Osmanli ordusunun tedarikcileri arasina girmisti. Alman üreticiler satislarini artirip kar elde ederken Osmanli yönetimi de en hizli yoldan ordunun ihtiyaclarini karsiladigindan bu ticaret her iki taraf icin de avantajli bir sekilde Imparatorlugun son günlerine kadar sürdü. Yeni silahlarin alimiyla birlikte bu silahlarin dogru ve etkili bir sekilde kullanilmasina yönelik calismalar da Almanlarin rehberliginde sürdürüldü. Silah ithalat sürecinin her asamasinda yer alan bircok Osmanli subayi zamanla kazandiklari tecrübeyi Almanlarin rehberligiyle birlestirince atesli silahlara dair hatiri sayilir bir birikim ortaya cikti. Bu birikim sayesinde yayinlanan telif ve tercüme eserlerse asker egitime kaynaklik edecek önemli bir atesli silah literatürünü dogurdu. Osmanli ordusunun son savasi olan I. Dünya Savasinda ortaya koyulan bilgi ve tecrübe modern silahlarla desteklenerek pek cok cephede ciddi basarilara vesile oldu. Osmanli Imparatorlugu savastan maglup olarak ciksa da Osmanli mirasi Türkiye Cumhuriyetine basarili bir sekilde aktarilarak Türk Silahli Kuvvetlerinin saglam bir temel üzerinde yükselmesi saglandi.