23,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
12 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Daha ziyade kadin haklari ve kadinin toplumdaki yerini konu alan ilk Kazak hikayelerinde pek tabii olarak destan ve kissa geleneginin izleri görülmektedir. 1917 Bolsevik Devriminden sonra ise kadin izlegi daha bir önem kazanir. Lakin Devrimin ilk yillarinda buna komünizm, kolhozlasma, esitlik, hürriyet, ilericilik, halklarin dostlugu gibi izlekler de eklenir. Bu durum otuzlu yillara kadar devam eder. Stalinin tam bir dikta yönetimi uyguladigi otuzlu yillarda edebiyatin cehresi de tamamen degismistir. Yönetim icin tehlike olusturdugu veya olusturacagi düsünülen, icinde sair ve yazarlarin da…mehr

Produktbeschreibung
Daha ziyade kadin haklari ve kadinin toplumdaki yerini konu alan ilk Kazak hikayelerinde pek tabii olarak destan ve kissa geleneginin izleri görülmektedir. 1917 Bolsevik Devriminden sonra ise kadin izlegi daha bir önem kazanir. Lakin Devrimin ilk yillarinda buna komünizm, kolhozlasma, esitlik, hürriyet, ilericilik, halklarin dostlugu gibi izlekler de eklenir. Bu durum otuzlu yillara kadar devam eder. Stalinin tam bir dikta yönetimi uyguladigi otuzlu yillarda edebiyatin cehresi de tamamen degismistir. Yönetim icin tehlike olusturdugu veya olusturacagi düsünülen, icinde sair ve yazarlarin da bulundugu binlerce aydin degisik bahanelerle ya sürgün edilmis ya da öldürülmüs, dolayisiyla otuzlu yillar Kazak edebiyati icin umumi anlamda verimsiz gecmistir. 1932 yilindan sonra artik iktisat gibi sanat ve edebiyat da devlet tarafindan planlanmaya baslamistir. Sözgelimi bir yazarin bir yil icinde hangi konuda kac eser kaleme alacagi merkez tarafindan tespit ve takip edilir olmustur. Bunun sonucu olarak Ikinci Dünya Savasina kadar mill ve din degerleri eski ve gerici diyerek itibarsizlastiran, sosyalizm ile komünizmin güzelliklerini ve erdemlerini anlatan eserler; 1940-1950 yillari arasinda ise Sovyet-Alman Savasini konu alan eserler kaleme alinmistir. Bunlarin büyük kisminin propagandaci eserler oldugu asikardir.1950-1960 yillari arasinda savas ve zafer izlegine kosut olarak bakir topraklar izlegi de devreye girmistir. Altmisli yillarda edebiyatta daha mill ve daha bedii olana bir yönelis baslamistir. Bu güclü akim sadece edebiyatta degil bütün sanat dallarinda kendisini göstermis ve her seye ragmen mill ruhun canlanmasina önayak olmustur. Gorbacovdan sonra bütün alanlarda oldugu gibi edebiyatta da bocalama dönemi baslamistir. Sovyetler Birliginin dagilmasindan sonra ise özellikle plana göre yazmaya alismis yazarlar ne yazacaklarini bilemez olmuslardir. Ancak bazi yazarlar yeni döneme ayak uydurmayi basarmislar ve özgün eserler yazmaya devam etmislerdir. Istiklalin ilk yillarinda yasanan ictimai ve iktisadi cöküntü sanat ve edebiyati da derinden etkilemistir. Doksanli yillarin sonuna dogru siyasi ve iktisadi istikrar saglandiktan sonra sanat ve edebiyat da canlanmaya baslamistir. Bagimsizlik sonrasi edebiyatinda eski yazarlarin yani sira yeni devri isleyen yeni simalar da ortaya cikmistir.