16,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
8 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Sosyologlar, insan dogasi kavramindan farkli baglamlarda söz ederler. Ama cogunlugu, insan dogasi kavraminin, insanin eylemi ve bilincinin, altinda yattigi varsayilan öz ve onu gevsek bir bicimde belirleyen karakteristik özelliklerin taninmasini icermektedir. Bu ögelerin tamami bilesiminin nasil oldugu tartisma konusudur. Ama, felsefi tartismadan sakinarak bu 21. yüzyilin ilk ceyreginde insanin konumuna bakmak gerekir. II. Dünya Savasindan sonra, özellikle bati dünyasi, ulus devlet yapilanmalarini da geride birakarak, tüm enerjisini, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal gücünü insan ve temel…mehr

Produktbeschreibung
Sosyologlar, insan dogasi kavramindan farkli baglamlarda söz ederler. Ama cogunlugu, insan dogasi kavraminin, insanin eylemi ve bilincinin, altinda yattigi varsayilan öz ve onu gevsek bir bicimde belirleyen karakteristik özelliklerin taninmasini icermektedir. Bu ögelerin tamami bilesiminin nasil oldugu tartisma konusudur. Ama, felsefi tartismadan sakinarak bu 21. yüzyilin ilk ceyreginde insanin konumuna bakmak gerekir. II. Dünya Savasindan sonra, özellikle bati dünyasi, ulus devlet yapilanmalarini da geride birakarak, tüm enerjisini, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal gücünü insan ve temel hak ve özgürlüklerinin korunmasi ve gelistirilmesi cevresinde odaklamis bulunmaktadir. Ne yazik ki, Ücüncü Dünya ve Islam ülkeleri bu evrensel gelismelere karsi direnmislerdir. Bu baglamda, ülkemizde, bu dünyada uhrevi yasam biciminin yerlesmesine, acikca caba göstermektedir. Demokrasi ve hukuk devleti, hic olmazsa yerlesmeye yüz tutmadikca temel hak ve özgürlüklerin kazanilmasi ve gelistirilmesi olanaksizdir. Hak ve özgürlüklerin, bariscil yöntemlerle kazanilmasinin da olanaksiz oldugu anlamina gelmemelidir.