29,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
15 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Leeson ikna edici argumanlarla ve cok farkli toplumlardan verdigi örneklerle, tersyuz edilmis bir idarenin islevlerini ve bu gibi bir idarenin devlete kiyasla nasil daha iyi sonuclar ortaya cikardigini göstermektedir. Tum ekonomistler icin etkileyici olan bu kitap, diger pek cok kisinin de ufkunun genislemesini saglayacak. Avinash Dixit, Princeton Üniversitesi Elinizdeki kitap cesitli makalelerden olusmaktadir. Bütün makalelerdeki ortak motifse engelsiz bir anarsi fikridir. Ekonomi ve hukuk profesörü olan Peter T. Leeson anarsinin akla gelmeyecek örneklerini bulurken, cogunlukla göz ardi…mehr

Produktbeschreibung
Leeson ikna edici argumanlarla ve cok farkli toplumlardan verdigi örneklerle, tersyuz edilmis bir idarenin islevlerini ve bu gibi bir idarenin devlete kiyasla nasil daha iyi sonuclar ortaya cikardigini göstermektedir. Tum ekonomistler icin etkileyici olan bu kitap, diger pek cok kisinin de ufkunun genislemesini saglayacak. Avinash Dixit, Princeton Üniversitesi Elinizdeki kitap cesitli makalelerden olusmaktadir. Bütün makalelerdeki ortak motifse engelsiz bir anarsi fikridir. Ekonomi ve hukuk profesörü olan Peter T. Leeson anarsinin akla gelmeyecek örneklerini bulurken, cogunlukla göz ardi edilen bir etkeni de hesaba katar. Bu etken, bugüne kadar uzaktan incelenmis kosullarin icinde varliklarini sürdürmeye calisan insanlardir. Mevcut olasiliklarin degerlendirilmesi sonucunda apilan mantiksal bir secim, Peter Leesonun diger eserlerinde de basat bir unsur olarak karsimiza cikar. Ancak Leeson mikroekonomik bir baglama sahip olan mantiksal secimin 10. yüzyilda Fransa topraklarindan 13. yüzyil Anglo-Iskoc sinirina; 17. yüzyilda denizlerden günümüz Somalisine uzanan; ihtimal dahi vermeyecegimiz tarih ve cografyalardaki tezahürlerini önümüze koymaktadir. Leesonun ifade ettigi gibi, normalde alay konusu olabilecek bir yaklasim, yani sosyal bir düzenin merkezi bir idare olmadan da saglanabilecegi düsüncesi, elinizdeki kitapta görmezden gelinemeyecek bir sekilde örneklendirilmistir. Mantiksal secim toplumsal bir sözlesmeyi gerektirir ancak toplumsal bir sözlesmenin saglanabilmesi, devletsiz de basarilabilir. Zygmunt Bauman 1925te Polonyada dogan Bauman sirasiyla fasizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elestirel bir mesafeyi koruyarak yasamis ve hicbir zaman bagimsiz entelektüel kisiliginden taviz vermemistir. 1968de Polonyadan sinir disi edilmesinin ardindan Israile, oradan da Leeds Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsünün basina gecmek üzere Britanyaya gitmistir. Bu görevini 1971-1990 arasi sürdüren Bauman, ilk yillardan itibaren hemen her konuda sosyolojik bakisin cercevesini genisleten eserler vermistir. Bauman genellemeleri seven bir yazardir; ama yöntembilim ve kavram tartismalari yerine dogrudan toplumla ilgilenir. Eserleri bir sorun ve teshis etrafinda döner. Bu anlamda Britanya geleneginden kopar. Göcmenligi, öncelleri K. Mannheim, A. Löwe, N. Elias gibi ona da, ampirik ve pragmatik bir gelenegin sekillendirdigi ada kültürüne disaridan bakma imkani vermistir. Ayrica onlar gibi, hakikat ve ahlaki sosyolojiye tasir. Bauman kültür ve iktidarin cözümlemesine özel önem vermis ve bu cercevede toplum, ideolojiler, milli kimlikler, devlet, ahlaki secim, modernizm ve postmodernizm konularini ele alarak sosyolojiye yeni bir soluk getirmistir. Uzun yasamina pek cok degerli calismayi sigdiran Bauman, 9 Ocak 2017de hayatini kaybetti.