29,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
15 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

1920de kurulan Türkiye Komünist Partisinin son Genel Sekreteri olan Nabi Yagci, tarihine kendi mücadele pratigine yansiyanlardan hareket ederek TKP-TBKP tarihine mikro-tarih anlayisiyla bakiyor ve buna uygun yeni bir anlatim tarzi seciyor. Bu kitabin temel tezi gecmisteki mücadele pratiklerini deneyime dönüstürerek bu deneyimin isiginda tarihe yeniden bakmak ve tarihi anlatmaktan cok onu yorumlamaktir. Bu gözle kendileri de icinde sol hareketin tarihine elestirel bakan Nabi Yagci gecmise biz neler yaptik degil biz neleri degistirdik ya da degistiremedik sorusuyla yaklasiyor. Bu soru Türkiye…mehr

Produktbeschreibung
1920de kurulan Türkiye Komünist Partisinin son Genel Sekreteri olan Nabi Yagci, tarihine kendi mücadele pratigine yansiyanlardan hareket ederek TKP-TBKP tarihine mikro-tarih anlayisiyla bakiyor ve buna uygun yeni bir anlatim tarzi seciyor. Bu kitabin temel tezi gecmisteki mücadele pratiklerini deneyime dönüstürerek bu deneyimin isiginda tarihe yeniden bakmak ve tarihi anlatmaktan cok onu yorumlamaktir. Bu gözle kendileri de icinde sol hareketin tarihine elestirel bakan Nabi Yagci gecmise biz neler yaptik degil biz neleri degistirdik ya da degistiremedik sorusuyla yaklasiyor. Bu soru Türkiye sol hareketinin demokrasi konusundaki sinav sorusu olmaktadir. Bugün ülkemizde radikal demokratik bir muhalefetin olmayisinin derin bir umutsuzluk yarattigini söyleyerek 12 Eylül fasist diktasi kosullarinda, 1987de yasallik icin ülkeye döndügümüzde de böylesi bir muhalefet yoktu. Bizim yasalliközgürlük icin mücadele pratigimizin deneyimi en zor kosullarda bile toplumda radikal bir zihniyet degisikligi yaratmanin ve bu yolla radikal demokratik bir muhalefetin dogusuna müdahale etmenin mümkün oldugunu gösteriyor diyerek bugüne umutlu bir bakis getiriyor. Kendilerini basariya götüren muhalif ruhu söyle tanimliyor ...O nedenle özgürlük bizim icin soyut bir ide degil ekmek gibi, su gibi bir ihtiyacti, üstelik bireysel olarak her birimiz icin ihtiyac, elinden ekmegi alinmis bir cocugun acgözlü istegiyle özgürlügümüzü istedik. Tutkuyla istedik.