22,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
11 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Dil, bir topluluk icin kültür mirasinin tasiyicisidir. Kusaklar arasi gecisler ancak dil araciligi ile olur. Bir toplumun degerleri ancak dil ile uzun yillar yasamayi basarir. Toplum degerlerini kalici hale getiren unsur ise o toplumun yazinsal ürünleridir. Her toplumun kendi dil sartlarina göre tertip ettigi bir yazin hayati mevcuttur. Bu nedenledir ki bir toplumda bas gösteren cesitli sosyal, siyas, kültürel degisimler dili etkilemekte, bu olusan etki ise yazin diline sirayet etmektedir. Bir yazinsal ürünün dilini, kendi döneminin dil sartlari icerisinde bulamayan halk kitlesi belki de…mehr

Produktbeschreibung
Dil, bir topluluk icin kültür mirasinin tasiyicisidir. Kusaklar arasi gecisler ancak dil araciligi ile olur. Bir toplumun degerleri ancak dil ile uzun yillar yasamayi basarir. Toplum degerlerini kalici hale getiren unsur ise o toplumun yazinsal ürünleridir. Her toplumun kendi dil sartlarina göre tertip ettigi bir yazin hayati mevcuttur. Bu nedenledir ki bir toplumda bas gösteren cesitli sosyal, siyas, kültürel degisimler dili etkilemekte, bu olusan etki ise yazin diline sirayet etmektedir. Bir yazinsal ürünün dilini, kendi döneminin dil sartlari icerisinde bulamayan halk kitlesi belki de mahiyetinde cok degerli bilgiler iceren o edeb ürüne gerekli özeni göstermemekte ve onun yok olup gitmesine seyirci kalmaktadir. Yazinsal bir ürünün yok olup gitmesi kusaklar arasi iletisimin ve bilgi aktariminin yok olmasi anlamina gelir. Yazinsal metinlerin asil degerini korumasi bulundugu dönemin dil sartlarina dönüstürülmesiyle mümkündür. Bu anlamda gerek Dogu gerek Bati klasiklerinden yapilan tercümelerin dili ile kendi edebiyatimizin gecmis dönemlerinde verilen edeb calismalarin dili günümüz Türkcesi acisindan farklilik arz edebilir. Bu eserleri kusaklar arasi dil degisimi cercevesinde güncellemek, bu eserlerin dillerini dönemin dili ile anlasilir bir sekilde dile getirmek, bilgi ve kültür aktariminda oldukca önemlidir. Yazili birtakim kaynaklar araciligiyla icinde yasadigi döneme ait her türlü gelismeyi, takip eden insanoglu, kendilerinden önceki dönemde de hasil olmus her türlü bilginin takipcisi durumundadir. Iste böyle bir durumda belli bir dönemin ilim ve kültür hazinesi niteligini tasiyan eserler yasadigi zaman ile kendinden sonra gelen zaman arasinda adeta baglayici, tasiyici bir kimlige sahiptirler. Bu noktada H.1325M.1908 yilinda basilan ve Osmanli Türkcesiyle yazilip devrinin dil özelliklerini tasidigi icin günümüz insani tarafindan anlasilamayan Kenzür-Reda adli eserin tarafimizca Osmanli Türkcesinden cevriyazisi, akabinde de dilici cevirisi yapilarak topluma kazandirilmasi amaclanmistir. Kenzür-Reda adli eserin süt emme ve süt kardesligi hususunda karsilasilan problemleri cözmek adina oldukca faydali olacagini düsünmekteyiz.