
Ruhun Ölümsüzlügü Bir Protesto
Versandkostenfrei!
Versandfertig in über 4 Wochen
10,99 €
inkl. MwSt.
PAYBACK Punkte
5 °P sammeln!
Ruhun ölümsüzlügü inanci; felsefi, teolojik ve metafizik tartismalarda, farkli kültürler ve dönemler boyunca temel bir tema olarak öne cikmistir. Teolojik baglamda ruh, insan kimliginin maddi olmayan özü olarak tanimlanmakta ve fiziksel ölümden sonra varligini sürdürdügüne inanilmaktadir. Bu kavramin incelenmesi, tarihsel ve felsefi kökenlerine yönelik bir yolculugu gerektirir; bu yolculuk, Misir ve Hindu gelenekleri gibi kadim din inanclardan Platon ve Aristoteles gibi Yunan filozoflarinin sistematik sorgulamalarina kadar uzanir. Bu nedenle, ruhun ölümsüzlügü doktrinin...
Ruhun ölümsüzlügü inanci; felsefi, teolojik ve metafizik tartismalarda, farkli kültürler ve dönemler boyunca temel bir tema olarak öne cikmistir. Teolojik baglamda ruh, insan kimliginin maddi olmayan özü olarak tanimlanmakta ve fiziksel ölümden sonra varligini sürdürdügüne inanilmaktadir. Bu kavramin incelenmesi, tarihsel ve felsefi kökenlerine yönelik bir yolculugu gerektirir; bu yolculuk, Misir ve Hindu gelenekleri gibi kadim din inanclardan Platon ve Aristoteles gibi Yunan filozoflarinin sistematik sorgulamalarina kadar uzanir. Bu nedenle, ruhun ölümsüzlügü doktrininin analizi, genis bir literatür taramasini ve farkli teolojik yaklasimlarin karsilastirmali bir degerlendirmesini zorunlu kilar. Joseph Agar Beetin The Immortality of the Soul A Protest adli bu eseri, ruhun ölümsüzlügü doktrinine karsi kararli bir elestiri yönelterek bu inancin Kutsal Yazilarda acikca desteklenmedigini ve kökeninin esasen Yunan felsefesine dayandigini savunur. Wesleyan bir ilahiyatci olan Beet, ruhun özsel ve ebed varligina iliskin fikrin özellikle, Platonun Phaedo eserinde ortaya konan felsefi savlardan türedigini ve Eski Ahitte bu doktrine dair herhangi bir isaret bulunmadigini öne sürer. Eser, Misir, Yunan ve Yahudi geleneklerindeki ahiret anlayislarini karsilastirmali bir sekilde ele alarak ruhun ölümsüzlügü kavraminin tarihsel temellerini sorgular ve bu inancin Hristiyan teolojisindeki yerini elestirel bir bakis acisiyla degerlendirir. Beet, Kutsal Yazilarin nihai otoritesine dayanarak bu doktrinin Incil ögretileriyle uyumsuz oldugunu ve yeniden gözden gecirilmesi gerektigini vurgular.