
Devlet
Versandkostenfrei!
Versandfertig in über 4 Wochen
10,99 €
inkl. MwSt.
PAYBACK Punkte
5 °P sammeln!
Meshur tarihci, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adami Ibn Haldun 1332-1406, Islam ve hatta dünya düsünce tarihinin en özgün eserlerinden biri olan Mukaddimedeki kendisine has fikir ve metotlariyla sonraki nesiller üzerinde derin etkiler birakan bir alimdir. Tarih ve toplumun kanunlari icerisinde hareket eden beser iradenin ürünü olan medeniyeti, müstakil bir ilmin konusu haline getirme cabasi Ibn Halduna aittir. O, Endülüsten Fasa, Misirdan Suriyeye cok dinli, cok kültürlü ve cok medeniyetli toplumlarda yönetici ve aydin elitin parcasi olarak yasayan bir toplum bilimci ola...
Meshur tarihci, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adami Ibn Haldun 1332-1406, Islam ve hatta dünya düsünce tarihinin en özgün eserlerinden biri olan Mukaddimedeki kendisine has fikir ve metotlariyla sonraki nesiller üzerinde derin etkiler birakan bir alimdir. Tarih ve toplumun kanunlari icerisinde hareket eden beser iradenin ürünü olan medeniyeti, müstakil bir ilmin konusu haline getirme cabasi Ibn Halduna aittir. O, Endülüsten Fasa, Misirdan Suriyeye cok dinli, cok kültürlü ve cok medeniyetli toplumlarda yönetici ve aydin elitin parcasi olarak yasayan bir toplum bilimci olarak, medeniyetleri ve medeniyetler arasi iliskileri ic ve dis dinamiklerle aciklayan, degisme ve catisma eksenli iliskisel bir medeniyet kurami sunmustur. Dolayisiyla cok medeniyetli bir toplumsal düzenin tartismasiz bir veri olarak alindigi Mukaddime ile medeniyetsel cogulculuga dayali bir yaklasimin öncüsü olan Ibn Haldunun umran ilmi ilm-i umran, küresel cagda medeniyetler arasi iliskileri anlamada ve cok medeniyetli cagdas toplumsal tecrübeyi anlamlandirmada kullanilabilecek önemli bir potansiyele sahiptir. Farkli medeniyetlerle bir arada yasamaya olumlu yaklasan Islam medeniyetinin yetistirdigi bir öncü alim olarak Ibn Haldun, küresellesen dünyada cok medeniyetli bir dünya düzeninin kuramsal zeminini olusturma konusunda caba harcayanlara saglam bir teorik zemin sunmaktadir. Toplumsal temel üzerine felsefesini kuran Ibn Haldun, ilm-i umran ve asabiyet kavramlari ile toplumsal yasam ve örgütlenmesinin ortaya cikardigi her türlü olay ve kurumu inceleme konusu yapar. Bu cercevede üzerinde durdugu mevzulardan biri de devlettir. Devletin kurulusunu asabiyet bagi üzerinden temellendiren Ibn Haldun, asabiyeti ise toplumun bir araya gelerek bir birliktelik olusturmasi ve bu birlikteligi devam ettirmesi olarak aciklamaktadir. Yakinlik bagi, ortak ruh, dayanisma duygusu, asker ruh veya ünsiyet bagi gibi farkli anlamlar yüklenen asabiyet kavrami, Ibn-i Haldun tarafindan toplumlarin uygarliga dogru ilerlemesinde temel güdüleyici toplumsal bag olarak degerlendirilmektedir. Ona göre asabiyet bagi toplumsal ve hukuki bir sistemin olusmasina öncülük eden bir birlikteligi, hem de ilkellikten kurtularak devlet kurmaya ve uygarlik yolunda ilerlemeye yönelten en tabi bir gücü ifade eder.