14,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
7 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Baska güvenlik devleti örneklerinde oldugu gibi Türkiyede de mesruiyetini düsmanlarin varligina, cokluguna ve tehdidin yakinligina dayandiran milli güvenlik devleti, farkli muhalefet bicimleriyle bagdastirdigi düsman söylemini, paranoya düzeyine vardirdi. Bu cercevede ordunun belirledigi hedef ve cikarlarla örtüsmeyen her türlü talebin sahipleri kolaylikla ve rahatlikla yabanci usagi, dis mihrak ya da vatan haini gibi etiketlerle yaftalandi. Ulus-devletlerin kurumsallasmasiyla beraber milli güvenlik diye adlandirilan ve hicbir zaman yalnizca dis politikanin konusu olmamis siyasi ajanda, hem…mehr

Produktbeschreibung
Baska güvenlik devleti örneklerinde oldugu gibi Türkiyede de mesruiyetini düsmanlarin varligina, cokluguna ve tehdidin yakinligina dayandiran milli güvenlik devleti, farkli muhalefet bicimleriyle bagdastirdigi düsman söylemini, paranoya düzeyine vardirdi. Bu cercevede ordunun belirledigi hedef ve cikarlarla örtüsmeyen her türlü talebin sahipleri kolaylikla ve rahatlikla yabanci usagi, dis mihrak ya da vatan haini gibi etiketlerle yaftalandi. Ulus-devletlerin kurumsallasmasiyla beraber milli güvenlik diye adlandirilan ve hicbir zaman yalnizca dis politikanin konusu olmamis siyasi ajanda, hem siyaset biliminde hem de uluslararasi iliskiler disiplinlerinde en önemli tartisma basliklarindan birisi olmustur. Türkiyenin Milli Güvenlik Devletinde Zeynep Sarlak, milli güvenlik devleti kavramini, bilhassa karsilastirmali siyaset bilimi perspektifini kullanarak, Türkiyede Soguk Savas döneminden itibaren tedricen tesis edilmis bir rejimi tanimlamak üzere ele aliyor ve Soguk Savas döneminden itibaren Türkiye tarihine bu kavram üzerinden bakmayi öneriyor. Milli güvenlik devletinin özellikle ic siyaseti tasarlayici ve düzenleyici boyutuyla ilgilenen calisma, asker-sivil iliskileri, sosyal ve siyasi haklara dair kirmizi cizgiler, ic düsmanlar, güvenlik aygitlarinin tesisi gibi basliklar üzerinden bugünün siyasi rejimi üzerine de yeniden düsünmeye davet ediyor. Gündelik hayata da ziyadesiyle sirayet etmis siyasi paranoya ve korkularin temellerini aramaya girisiyor.